MS 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlaması, Pompeii şehrini tarihin en büyük volkanik felaketlerinden biriyle karşı karşıya bıraktı. Ancak, yeni yapılan keşifler bu trajedinin boyutlarını daha da karmaşık hale getiriyor.
Çifte Felaket: Yanardağ Patlaması ve Deprem
Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü ile Pompeii Arkeoloji Parkı uzmanlarının yaptığı kazılar, yanardağ patlamasının hemen ardından şehri sarsan güçlü bir depremin izlerini ortaya çıkardı. Kazılarda bulunan kırık ve travmalı iskeletler, araştırmacıların bu teorisini doğrular nitelikte.
İskeletlerdeki Kırıklar ve Travmalar
Araştırmacılar, kazılar sırasında bulunan iki iskelette yaptıkları incelemelerde, bu kişilerin depremde öldüğünü gösteren bulgular elde etti. İskeletlerden biri, büyük bir duvar parçasının çökmesi sonucu ezilerek ölmüş. Diğer iskeletin ise kendisini korumak için yuvarlak bir ahşap nesne ile korunmaya çalıştığı belirtildi.
Uzman Görüşleri
Dr. Valeria Amoretti, “Sığınaklarını terk etmeyen insanlar, depremin etkisiyle zaten hasar görmüş binaların çökmesiyle daha büyük risk altında kalmış olabilirler” dedi. Bu keşifler, patlamadan sağ kurtulanların yaşadığı ikinci doğal felaketin boyutlarını anlamamıza yardımcı oluyor.
Pompeii’nin Son Saatleri
Pompei Arkeoloji Parkı Müdürü Dr. Gabriel Zuchtriegel, “Pompei’nin yıkımına ilişkin yeni bakış açıları, bizi 2 bin yıl önce burada yaşayan insanların deneyimlerine çok yakınlaştırıyor. Yaptıkları seçimler ve araştırmamızın odak noktası olan olayların dinamikleri, şehrin varoluşunun son saatlerinde yaşamı ve ölümü belirledi” şeklinde konuştu.
Bu yeni bulgular, Pompeii’nin dramatik sonunu daha derinlemesine anlamamızı sağlarken, antik dünyanın bu trajik hikayesini yeniden gözler önüne seriyor.