Beynimiz Nasıl Öğreniyor, Nasıl Unutuyor?
Unutmaktan hepimiz şikâyetçiyiz fakat aşırı olmadıkça unutmak veya “hatırlamamak” da diyebiliriz büyük bir nimettir. Aslında tamamen unutmuyoruz, alt hafızaya gidiyor, hatırlayamıyoruz. Ben “unutmak” kelimesini kullanacağım, görünüşe bakarak unutuyoruz, diyebiliriz. Gün içinde gerekli gereksiz pek çok şey duyuyoruz, okuyoruz, görüyoruz. Hepsi aklımızda kalsa ağırlıktan çıldırırız. Öğrendiklerimizi saniyeler sonra başlayarak, bizim ne kadar dikkatimizi çektiğine göre değişiyor bu süre; dakika, saat, gün, hafta… derken unutuyoruz. Beynimiz öğrendiklerimizi temizlerken şunu yapmıyor: “Aaa, bu çok mühimmiş, bunu kaydedeyim.” Önemliyse bizim bunu beynimize kabul ettirmemiz gerekiyor. Beynimizin bir çalışma sistemi var. Ona göre hareket edersek öğrenebiliriz, ona göre hareket edersek kendimizi değiştirebiliriz. İnsan tekrarla öğreniyor. Rabb’imizin kelâmında da birbirine benzer, tekrar eden pek çok âyeti kerîme vardır. Peygamberimiz de ehemmiyetli sözlerini üç kez tekrar edermiş. Dua ederken de üç kez söylemeyi tavsiye etmiş bizlere. Bir bilgi bir kez veya birkaç kez geldiğinde, beynimiz bunu ciddiye almıyor. Az sonra silmeye başlıyor. Bilgi tekrar tekrar geldiğinde “Hımm bu mühim galiba, hep geliyor, hep geliyor, kaydedeyim bari.” diyor. Beynin yeni bir bilgiyi unutmamak üzere kaydetme süresi bilimsel olarak en az 21 gün tekrarla oluyor. Davranışta değişim istiyorsanız 40 gün devam etmeniz gerekiyor. 40 sayısı dikkat çeken bir sayıdır. Pek çok şeyin kırkı vardır: bebeğin kırkı, gelinin kırkı, ölünün kırkı… Peygamberimize peygamberlik kırk yaşında gelmiştir. Hz Musa da Tur dağında 40 gün kalmıştır. Bir değişim ve dönüşüm, yeniyi kabul etme sayısıdır 40. Kırk sayısına dair daha çok şey var, mevzu dağılmasın diye burada yazmıyorum. Atalarımız da “Akıllıya kırk gün deli dersen deli olur.” sözü ile iyi veya kötü bir değişim için 40 sayısına dikkat çekmişlerdir. Yani köklü bir değişimi bir günde bir yazı, bir kitap okuyarak başarmak çok da mümkün değildir. Çok az insan bunu yapabilmiştir. Genel olarak zaman ve emeğe ihtiyaç vardır. Sevmediğimiz huylarımızdan birden kurtulamayız. Mark Twain: “Bir alışkanlık pat diye pencereden anlamaz; onu merdivenlerden yavaş yavaş indirmeniz gerekir.” demiş. Çok doğru… Yanlışları adım adım merdivenden indirirken, doğruları da yavaş yavaş yukarı çıkaracağız. Kötü bir âdetin yerine onu kaldırırken iyisini koymaya çalışmak lâzım. “Çivi çiviyi söker.” demiş atalarımız. Bir alışkanlık da başka bir alışkanlık edinilerek alt edilir. Kalıcı bir öğrenmenin ilk şartı, ‘‘yazmak”tır: Sevgili peygamberimiz “İlmiyazarak bağlayınız.” buyurarak ilmin çabuk kaybolacağına dikkat çekmek için bağlamaya vurgu yapıyor.
im kıymetlidir; nazlıdır, emek ister. Bir kere duydum, okudum öğrendim, yok. Çalışmak, gayret etmek gerekiyor. Peygamberimiz, hadisleri ezberleyemediği için üzülen bir sahabeye “Sağ elinden yardım alsaydm.” diye yol gösteriyor. Yazmak şart; fakat yazıp defterde bırakmayacağız. Yazdıklarımızı tekrarlı bir şekilde okumamız gerekiyor. Bunun için de en iyi yol öğrendiklerimizi bir cümleyle özetleyip, büyükçe bir kâğıda yazıp her gün en çok göreceğimiz bir yere yapıştırmak olur. İkincisi tekrar etmektir: Beyin tekrarla öğrendiği için kendimize doğru telkin cümleleri hazırlamalıyız. Aşağıdaki şartlara dikkat: Bu telkin cümlelerinde dikkat edilmesi gereken noktalar:
1- Cümlelerin şimdiki zaman cümleleri olması lâzım. “Yapacağım” değil “yapıyorum” olmalı. Beynin gelecek kavramı yok; o “-cek/ -cak”\a söylediğiniz şeyleri hep erteliyor. Yapıyorum dediğinizde henüz yapmıyor bile olsanız, beyin sizi yapmaya teşvik ediyor. “Kendimi kontrol edeceğim.” değil, “Kendimi kontrol ediyorum.” olacak. Beynin yalan ve doğru kavramı da yok. Çok söylenen, tekrar edilen sözlere veya düşüncelere inanıyor. Bu yüzden yalan söyleyenler bir süre sonra kendi yalanlarına inanıyorlar. Beyin hayal ve gerçeği de karıştırıyor. Bir şeyi çok hayal ederseniz gerçekmiş gibi algılamaya başlıyor, ona göre tepki veriyor.
2- Telkin cümleleriniz açık ve kesin olmalı.
3- Olumlu cümleler olmalı. Cümlelerde beyne olumsuz çağrı verecek kelimeler olmamalı. “Sinirli değilim, bağırmıyorum.” değil; “Sakinim, düşünerek hareket ediyorum.”
gibi olumlu cümleler olmalı. “Bağırmıyorum.” deseniz bile beyne “bağırmak” kelimesi çağrışım yapıyor ve onu telkin ediyor.
4- Uygulanabilir olmalı. “Evrene olumlu mesajlar verdim, süper zengin olacağım, parayı çağırdım.” gibi bol keseden atmasyon olmamalı. Mantık ve gerçeklik kanunları içinde olmalı.
5- Şahsî ve dürüst olmalı. Size uygun olmalı.
6- En az 21 gün tekrar edilmeli. Davranış değişikliği için 40 gün tekrara devam edilirse daha iyi netice alınır.
7- Tekrarlar hemen her gün 20 dakika sesli olmalı. Hem de gün içinde iç seslerle tekrar edilmeli. Fakat davranış değişikliği için sesli tekrar mutlaka gerekli. Birkaç değişim cümlesine örnek: Düşüncelerimi kontrol edebiliyorum. Davranışlarımı kontrol edebiliyorum. Ben dili kullanıyorum. Güler yüzlüyüm. Eşime ve çocuklarıma karşı sabırlıyım… gibi. Kendi cümlelerinizi hazırlayın. Yalnız, yukarıdaki maddelere dikkat edin. Bir dosya kâğıdına yazıp, göz önüne bir yere yapıştırın. Mutfak dolapları hanımlar için en ideal yerdir. En az 21 gün 20 dakika sesli tekrar yapın. Bu metodu biraz daha basitleştirebilirsiniz. Bir şiir, bir güzel söz, fıkra, sizi etkileyen bir cümle, kısacası unutmak istemediğiniz bilgileri yazıp göreceğiniz bir yere yapıştırın. Bir süre orada dursun. 20 dakikalık sesli tekrara gerek yok o zaman. Yazıyı gördükçe bilgi hafızamıza geçer.