İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa anlaşır diye bir atasözümüz vardır. Hayvanların koklaşa koklaşa anlaşmaya devam ettikleri ortada, ancak insanların konuşarak anlaşabildikleri konusu üzerinde biraz durmak gerekiyor. Evet, konuşuyoruz konuşmasına ama anlaşamıyoruz. Bu da çeşitli toplumsal sorunları beraberinde getiriyor. İşlenen bir çok suçun ve yaşanan boşanmaların sebepleri araştırıldığında, pek çoğunun, iletişim bozukluğundan kaynaklandığı görülecektir.
Ne acıdır ki, bu sorun günden güne büyümeye devam ediyor. Nice aileler küçücük sebeplerden dağılıyor, çocuklar ya annesiz ya babasız büyümek zorunda kalıyor. Nice insan, incir çekirdeğini bile doldurmayacak sebeplerden suç işliyor veya suça maruz kalıyor, hatta hayatını kaybediyor. Teknoljinin sağladığı kolaylıklar, yüz yüze iletişimde azalmaya sebep oluyor. Kahvelerde, ev gezmelerinde yapılan sohbetler, şimdilerde sosyal medya üzerinden, sınırlı sayıda kelime ile yasak savma babından yapılır oldu.
Vakit geçirmeden önlemler almak gerekiyor. Adım adım içinde yaşanamayacak bir toplum haline geliyoruz çünkü… Bu işin uzmanları, ne yapılması gerektiğini çok iyi bileceklerdir, ama biz yine de birkaç öneride bulunalım.
Önce kendimizden başlayalım işe… İyi bir iletişimin olmazsa olmazı lisandır. O zaman güzel Türkçemizi çok iyi öğrenmek gerekiyor. Türkçede 100 binde fazla kelime var ama, biz günlük hayatımızda sadece 500-600 kelime kullanarak konuşuyoruz. Bunu aşmak için için çok okumamız gerekiyor. Bir de elimizin altında bir sözlük mutlaka olmalı. Çünkü birçok kelimenin ifade ettiği anlamı bilmiyoruz. Bir duyguyu ifade eden bir çok kelime olmasına rağmen, tek kelime ile bir çok duyguyu ifade etmeye çalışıyoruz. Bu da, dünyanın en zengin dillerinde biri olan Türkçemizi fakirleştiriyor.
Dili iyi öğrenmek çok iyi ama yeterli değil. Kendimizi çok iyi ifade edebilmenin yanında, çok iyi bir dinleyici de olmamız lazım. Ne diyor Hz. Mevlana..? “ Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.” İletişim eksikliğini, bundan daha güzel anlatacak başka bir söz olabilir mi ? Kendini ifade edememek ne kadar vahim bir durumsa, meramı anlayamamak da bir o kadar vahim bir durumdur. Sadece iyi bir dinleyici olmak da yeterli değildir çoğu zaman. Kendimizi karşımızdakinin yerine koyarak dinlemeliyiz.
Toplumu içten içe kanser gibi kemiren iletişimsizlik illetinden kurtulmak için herkes elinden geleni yapmalıdır. Aynı evin içinde, ayrı dünyalarda, birbirinden kopuk yaşayan bireyler haline geldik. İletişimsizlik insanı yalnızlığa, yalnızlık da bunalıma sürükler. Bunalmış, yalnızlaşmış insanlardan oluşan bir toplumda ne mutluluk olur ne huzur..