Mümkün olduğunca politik yazı yazmayayım diyorum ama bazen öyle şeyler oluyor, olaylar öyle bir gelişiyor ki yazmadan edemiyorsunuz.
Adam daha bir iki gün önce çıkıyor televizyona, hapishanedeki hasta terör örgütü mensuplarını ziyaret ettiğini söylüyor. Sonra katıldığı bir şehit cenazesinde protesto edilince de ortalığı ayağa kaldırıyor. Üstelik, elinden şekeri alınmış masum çocuk havalarına girerek.
Sormak lazım, daha ne bekliyordunuz ki ? Teröristleri ziyaret ettiğiniz kadar, yaralanan güvenlik mensuplarını da ziyaret etmek hiç aklınıza gelmedi mi ? Yoksa bu tepkileri, dilinizden düşürmediğiniz “demokratik tepki” olarak görmüyor musunuz ?
Ayrıca çok merak ediyorum. O yaralı teröristleri hapishanede ziyaret ederken ne diyorsunuz ? Başarılar mı diliyorsunuz ? “Geçmiş olsun, inşallah tez zamanda iyileşir gene görevinizin(?) başına dönersiniz” mi ? Yoksa, “aman ha kardeşim, bu tuttuğunuz yol, yol değil. Gelin vazgeçin, ya adam gibi, şiddete baş vurmadan siyaset yapın ya da okuyun, çalışın, memlekete faydalı işler yapın” mı?
O yaralı teröristlere, “ yasal yollardan neyi elde edemediniz de silah zoruyla alacaksınız ?” diye sormak hiç aklınıza geldi mi ? Ya da, “Silah zoruyla almaya çalıştığınız şey, katlettiğiniz onca masum sivilin, çocuğun hayatından daha mı değerli ?” diye sormak..
Gideceksiniz, terörist cenazelerinde boy gösterip gözyaşı dökeceksiniz, sonra da gelip şehit cenazelerine katılacaksınız. Yani kurtla bir olup sürüyü talan edeceksiniz, ardından çobanla birlikte oturup yas tutacaksınız. Sonra da çobandan size saygı göstermesini, sizin samimiyetinize inanmasını bekleyeceksiniz.
Sizin samimiyetinize, ne birlikte sürüyü talan ettiğiniz kurt inanır ne de çoban. Tarafınız artık netleşmeli. Güvenlik güçlerimize silah çekenlerle birlikte olup, sonra da Türkiye’nin yanındayız demenizin hiçbir mantığı yoktur. Terör hepimizin problemi, yaşanan can kayıpları hepimizin acısı. Terör, teröristle mücadele edilerek kazanılır, teröristin isteklerine boyun eğerek değil.
Kesinlikle eminim ki, samimi CHP tabanı bu yaptıklarınızı onaylamıyor, içlerine sindiremiyordur. Ne yazık ki partinizin, “demokratik yollarla iktidara gelip, Türkiye’yi çok daha ilerilere taşıma” amacından günden güne uzaklaşarak, “ne pahasına olursa olsun Ak Parti iktidarını devirmek, bunun için de kiminle gerekiyorsa ittifak yapmak” şekline evrildiği fikri yaygınlaşıyor.
Şu an tek ihtiyacımız olan güçlü bir iktidar ve iktidara alternatif olabilecek kapasitede bir muhalefet. Ama maalesef, yakın bir gelecekte böyle bir muhalefet görünmüyor. Bu da ülkemiz için çok büyük bir risktir. Bu şartlarda parlamenter sistemin sağlıklı çalışması mümkün görünmüyor. Tek tesellimiz, tam başkanlık sistemine geçme ihtimalinin doğmuş olması..