Aslında işe çocuk doğmadan önce başlamak gerekir. Çünkü yediğiniz içtiğiniz her şey doğrudan çocuğunuzu etkiler. Doğuştan düşük kilolu olan bebekler bile anneleri nedeniyle şişmanlarlar.
Mesela birçok annenin, “Bu çocuk doğduğunda 5 kiloydu, onu çok zor doğurmuştum” dediğini duyar gibi oluyorum. Gelin isterseniz bu konuyu incelemeye annenin gebeliğinden başlayalım.
“Benim çocuğum tosuncuk doğmuştu” diyorsanız ve tosuncuk doğurmak istemiyorsanız..
Tosuncuk dediğimiz bebekler 4 kilo ve üzerinde doğarlar. Her ne kadar yüksek doğum ağırlığı kulağınıza çok sağlıklı gelse de tıbben yüksek doğum ağırlığı birçok komplikasyonu da beraberinde getirir. Mesela, bu çocuklarda doğum travmaları, doğumdan sonra oksijensiz kalma ya da öldürücü bile olabilen şeker düşmeleri görülebilir. Anne vücudunda ise zor doğuma bağlı anatomik deformasyonlara yol açabilir.
Eğer anneniz ya da babanızda şeker hastalığı varsa, gebelik öncesi siz de fazla kilolarınızdan mustaripseniz, kilo vermekte zorluk çekiyorsanız, canınız sürekli şeker istiyorsa, yemekten sonra halsizlik yaşıyorsanız, bu kısmı iyi okuyun derim.
Bebeğin yüksek kiloda doğması, genellikle anneden bebeğe geçen yüksek şeker nedeniyle olur. Peki, anneden bebeğe yüksek şeker nasıl geçer? Eğer annede bir şeker metabolizma kusuru varsa bu bebekte sorun oluşturur. Yani illa şeker hastası olmanıza gerek yok. Zaten Tip 2 diyabet hastalığı dediğimiz hastalık da bir günde olmaz.
Tip 2 diyabet hastalığı olmadan önce kişide önce şeker düşüklükleri, ardından bozulmuş açlık glikozu dediğimiz dönem, sonra da gizli şeker dönemi ve en sonunda da açlık kan şekerinin yükselmesiyle karakterize olan Tip 2 diyabet hastalığı ortaya çıkar.
O nedenle gebe kalmadan önce annenin tazla kilolarından kurtulması çok önemlidir. Eğer anne fazla kiloyla gebeliğe başlarsa ve eğer şeker metabolizma kusuru varsa bu da bebeğin fazla kiloyla doğmasına yol açar.
Peki, sizde böyle bir sorun olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? Bunu doğrudan anlayamazsınız. Ancak gebeliğin 22.-24. haftalarında yapılan şeker yükleme testleriyle ortaya çıkabilir. Ama bana kalırsa o haftaları beklemeden doğru beslenmeye başlamakta fayda var. Sonuçta Tip 2 diyabet teşhisiniz bile olsa, yapılacaklar aslında sağlıklı olmak isteyen herkesin yapması gerekenlerdir. Ayrıca annenin beslenmesi kendi sağlığı için de çok önemlidir. Eğejr anne yetersiz beslenirse kendisinde de başta kansızlık olmak üzere kemik erimesine yatkınlık, dişlerde çürüme ve hastalıklara karşı dirençsizlik gibi durumlar ortaya çıkabilir.
Bazı kadınlarda ise gebelikle birlikte aşırı ve dengesiz bir besin alımı görülür. Özellikle biraz iştahlı bir anne adayının gebe kalmasıyla çevreden gelen “Sen iki canlısın, iki kişilik ye” gibi telkinlerle de dikkatsizce besin tüketimi sonucu çok aşırı kilo alımı gerçekleşebilir. Bu durumda da başta gebelik tansiyonu, şeker hastalığı gibi çeşitli patolojiler oluşabilir.
Gebelikten dolayı annenin sağlıklı ağırlık artışı ilk üç ay için ayda ortalama 500 gram, ikine üç ay için ayda ortalama 1 kilogram ve son üç ay için ayda ortalama 1,5 kilogramdır. Toplam ağırlık artışının
9-12 kilogramı geçmemesine özen gösterilmelidir. Artan bu ağırlığın yarısını bebek ve bebeği besleyen plasenta denilen bebeğin eşi oluşturur. Diğer yarısı ise emzirmede kullanılmak üzere depolanır.