Hanımlar! Kocanızın dengesiz olduğunu hiç düşündünüz mü? Pek çok kadın bu soruya “Evet” diye cevap vermiştir. Birkaç günden beri kocanızla çok yakınsınız, sevgisini hissediyorsunuz, çok güzel bir akşam geçirdiniz. Her şey ne kadar güzel, diye mutluluktan uçarken sabah pat diye yere düşüverdiğiniz günler oldu, değil mi? Sabah bir bakarsınız ki akşam muhabbet ettiğiniz adam gitmiş, sanki yerine başka biri gelmiş. Sizden bağlarını kesmiş, kendi içine dönmüş bir adam görürsünüz. Oysa siz muhabbetin kesintisiz devam edeceğini ummuştunuz. Kadın psikolojisi ile “muhakkak bir şey olmuştur” diye düşünürsünüz. Çünkü bir kadın bir sebep yoksa sevdiğinden ilgisini kesmez.
Önce kendinizi suçlarsınız. Ben bir şey yaptım herhâlde diye bir gün önce neler yaptığınızı, neler konuştuğunuzu düşünürsünüz. Şuna mı alındı buna mı canı sıkıldı? Bazen bir şeyler bulur, bazen bir şeyler bulamazsınız. Sonra eşinizin üstüne düşer, ne olduğunu öğrenmeye çalışırsınız. Siz onun üstüne düştükçe o size aksi aksi davranmaya başlar. Aranız gerilir. Eşiniz birkaç gün sonra size yeniden sıcak davranmaya başlar.
Bu kez o yakınlığı siz istemezsiniz. Veya aranız çok gerilmiştir, uzun süre birbirinize yakın olamazsınız. Oh o canı isteyince mi muhabbet edeceğiz, diye ona kızgınlık duyuyor olabilirsiniz. Siz isteyince olmayacaksa o isteyince de olmasın durumlarına girebilirsiniz.
Sadece eşinizde var olduğunu zannettiğiniz bu durum pek çok erkekte vardır. Erkekler kadına en yakınken kısa süreliğine uzaklaşma meylindedirler. Psikoloji bilimi bu davranışın erkek çocukları iki yaşına geldiklerinde cinsiyetlerinin farklı olduğunu anlamaları ile birlikte geliştiğini söylüyor. Erkek çocuğu iki yaşında annesinden farklı olduğunu kavrayınca kadın gibi olmamak için kendini anneden biraz uzaklaştırmaya çalışır. Tabii, annesinden çok uzaklaşması mümkün değildir. Çocuk yatkınlık ve uzaklık arasında gidip gelmeye başlar. Annesine yakınlaşır yakınlaşır ve sonra bu yakınlık sonunda kadın gibi olmamak için kendini biraz geri çeker. Evlilikte de karısına yakınlaşır yakınlaşır, fakat sonra biraz uzaklaşma ihtiyacı duyar. En yakınken kendini eli kolu bağlı gibi hissetmeye başlar. Kadın da o en yakın olunan zamanların hiç bitmemesini, kesintisiz devam etmesini ister. Bu zıtlık kadın erkek zıddiyetini doğurur.
Aslında dikkatli bakıldığında çok hikmetli bir durum. Kesintisiz muhabbet bir süre sonra bayağılaşmaya başlayabilir. Arada bir hafif geri çekilmeler, erkeğin kendi içinde geçici bir gurbete çıkması, kavuştuğunda daha iyi bir yakınlaşma için enerji depolamasıdır. Tabii, kadın bu geri çekilmelerde erkeği rahat bırakırsa, üzerine düşüp bunaltmazsa ve erkek tekrar yakın olmak istediğinde reddetmezse, hiçbir problem yoktur.