Kandilli “Felaket” Deyip Günlük 2 saatlik Su Kesintisi Önerdi: İstanbul İçin Kuraklık Artık Depremden Daha Büyük Tehlike
Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Tek, İstanbul’da kuraklık sorununun depremden daha büyük bir tehlike olduğunu belirtti. Günlük 2 saati aşmayacak şekilde sembolik su kesintilerinin yapılmasının şart olduğunu söyleyen Tek, İstanbul’un yaşadığı durum için “felaket” kelimesinin kullanılmasının da yanlış olmayacağını söyledi.
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, İstanbul’u bekleyen tehlike için uyardı. İstanbul’un kar yağışına, daha sakin ve zamanında yağan yağmurlara ihtiyacı olduğunu söyleyen Tek, “Barajlar sadece bu şekilde dolabilir” dedi.
Tüm dünyayı gittikçe daha fazla etkisi altına alan iklim krizinin etkileri artık çok yakından hissediliyor. Aşırı sıcaklar, kurak geçen yağmur dönemleri, dolular ve seller büyük bir ekonomik ve sosyal yıkıma neden oluyor. Hepsinin yaşanma sıklığı artıyor. Türkiye’nin gündeminde ise gittikçe yükselen, gıda güvenliğini ve üretim zincirini tehdit eden kuraklık tehlikesi var. Bu da ekonomi üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Üretim zincirinin bozulması ekonomik riskleri beraberinde getirirken, uzmanlar özellikle üretim ve tedarik zincirine dikkat çekiyor. Uzmanlar, pandemi döneminde ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkan tarımsal üretimin, korunması gerektiğine vurgu yapıyor.
109 YILDIR ÖLÇÜM YAPIYOR
Hürriyet bu konuyu 109 yıldır yaptığı düzenli ölçümlerle yakından takip eden Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı’na gitti. Detaylı ölçümlerle İstanbul’un iklim karnesini çıkaran laboratuvarın başkanı olan Adil Tek, ilk olarak iklim krizinin küresel bir tehlike olduğunu belirtip İstanbul’un büyük bir nüfus ve ormansızlaşma sorunu yaşadığını söylüyor.
1800’lü yıllarda kurulan ve hala çalışan laboratuvar, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün ‘Asırlık İstasyon’ sertifikasına sahip.
1,5 DERECELİK SICAKLIK ARTIŞI İSTANBUL’UN BAŞINA BELA
1911’den bu yana yaptıkları ölçümlerde İstanbul’un ortalama sıcaklığının 1,5 derece arttığını gördüklerini ve aslında bugün yaşadığımız iklim kaynaklı tüm sorunların nedeninin işte bu 1,5 derecelik sıcaklık artışı olduğunu belirten Adil Tek, “İstanbul’daki bu artış uluslararası kurumların ölçümlerine göre dünya ve Avrupa ile paralel. Bu durum tarımda ve sanayide hatta aklınıza gelecek her alanda büyük bir sorun demek. Bu şartlarda ekonomik sürdürülebilirlik mümkün değil” diyor.
SU KESİNTİSİ ÖNERİSİ
İnsanlarda kuraklık ve su kıtlığı bilincinin hala oluşmadığına vurgu yapan Adil Tek, “Türkiye’de çok sayıda deprem olmasına rağmen gerçek deprem bilinci 1999’dan sonra oluştu. İnsanlar yaşamadan asla gerçek farkındalığa sahip olmuyor.
Başka türlü insanların tüketim alışkanlıkları değişmeyecek. Sembolik kesintiler bu konuda davranışları değiştirecek” ifadelerini kullandı.
ŞİDDETİ ARTIYOR
Kentte gözlemlenen en düşük sıcaklıkların giderek arttığını aktaran Adil Tek, “Rekor sıcaklıkların yaşanma sıklığı ve şiddeti artıyor. Özellikle son 10 yılda büyük bir artış var. Sürekli rekorlar yenileniyor. Bununla beraber yaşanan en düşük sıcaklılar da yükseliyor. Karlı gün sayıları azalırken sıcak dalgalarının yaşandığı kurak gün sayıları artıyor” diye konuştu.
İKLİMSEL ÖLÜMLER
İstanbul’un yaşadığı durum için artık felaket kelimesinin kullanılmasının yanlış olmayacağını söyleyen Adil Tek, “İstanbul’u bekleyen bir deprem tehlikesi var. Deprem için önlem alabilirsiniz. Kişisel olarak kurtulmam mümkün. Ama iklim krizi için aynı şey geçerli değil. Aşırı hava olayları ve kuraklık tehlikesi artık ciddi boyutta. Çok yakında iklim kaynaklı ölümleri görmeye daha net başlayacağız. Zaten iklim ölümleri bilimsel olarak depremden daha büyük bir tehlike” şeklinde konuştu.
YAĞIŞ ARTTI AMA FAYDA SAĞLAMIYOR
İstanbul’un 109 yıllık detaylı verileri incelendiğinde yıllık ortalama yağışlarda 140 kilogramlık bir artış gözlemlediklerini belirten Adil Tek, “Evet ortalama yağışlar artmış. Peki neden kuraklık var? Nedeni yine o 1.5 derecelik artış. Yağmurlar asıl yağması gereken zamanda yağmıyor. Haziran ayında yağan düzensiz ve şiddetli yağmurlar bu ortalamayı yükseltiyor ama o su toprağa karışmadan hızlıca akıp gidiyor. Seller oluşturuyor. Bunlar faydasız yağışlar. İstanbul’un asıl kar yağışına, daha sakin ve zamanında yağan yağmurlara ihtiyacı var. Barajlar sadece bu şekilde dolabilir” dedi.