Yapılan politik tartışmaların neredeyse tamamında, ”Türkiye’de etkili bir muhalefet yok” cümlesi kullanılır. Böyle olup olmadığı, olsa bile etkili bir muhalefetin, ülkemiz için ne derece faydalı olacağı tartışma konusudur. Esas olan, muhalefetin etkili ama aynı zamanda “yapıcı” bir özellik taşımasıdır. Böyle bir muhalefete ne yazık ki çok uzun zamandır hasretiz. Ancak yaşadığımız bir olay, bu hasretimizi bir nebze olsun giderdi doğrusu..
Haberlerde izlemişsinizdir mutlaka.. CHP Genel Başkanı’nın oğlu Kerem Kılıçdaroğlu, Kore Üniversitesi’nde doktora tezi hazırlıyor. Bu kapsamda yaptığı araştırmalardan elde ettiği sonuçları, birkaç gün önce El Cezire televizyonuna verdiği bir röportajda paylaştı. Kerem Kılıçdaroğlu röportajda babasının partisine eleştiriler de getiriyor. Kabul edelim ki bir siyasi liderin, oğlu tarafından eleştirilmesi hiç de alışık olduğumuz bir durum değil.
Haber ilk duyulduğunda iktidar partisi taraftarları çok sevindiler tabii.. Nasıl sevinmesinler.. “Muhalefet lideri oğlunu bile ikna edememiş “ anlamına gelecek bir durum ortaya çıkıyor. Elbette bu onlar için altın tepside kendiliğinden gelen bir fırsat . Ama burası işin sadece propaganda kısmı. Benim asıl dikkatinizi çekmeye çalıştığım güzellikler Kerem Kılıçdaroğlu’nun söylediklerinde saklı…
Yerimizin darlığı nedeniyle röportajı buraya alamıyorum ancak şöyle özetleyebilirim. Oğul Kılıçdaroğlu, CHP’nin şimdiye kadar niye başarılı olamadığı konusunda çok isabetli açıklamalar yapıyor. Öncelikle babasının, “başkanlık sistemine karşı sokağa dökülme” tehdidini eleştiriyor. Böyle bir tarzın CHP’ye oy kaybettireceğini söylüyor. Partinin halkla bütünleşmesi gerektiğini söyleyip, Cumhurbaşkanı’nın muhtarlarla yaptığı toplantıları da bu bağlamda çok önemli bulduğunu açıklıyor. Sonuçta partinin halktan kopuk bir yapıda olduğunu, halkla bütünleşmek için ev gezmelerinin ne denli önemli olduğunu anlatıyor.
Şöyle bir bakıyorum da, sadece babasının partisini eleştirmekle kalmıyor Kerem Kılıçdaroğlu.. Onlara hem yol gösteriyor, hem de yapılması gerekenleri bir bir sıralıyor… Olabildiğince tarafsız, olabildiğince mantıklı.. Söylediklerine katılmamak elde değil. Kullandığı üslup ise birçok siyasiye örnek olacak cinsten..
Bizlere de, “yapıcı” muhalefetin nasıl yapılması gerektiğinin dersini veriyor adeta… Yıllarca siyaset sahnesinde hasret kaldığımız olgunluğu ve üslubu seriyor önümüze.. Ne diyelim sana şimdi bilmiyorum ki Kerem Kılıçdaroğlu.. Ben, “ Aşk olsun sana çocuk..” diyorum.. Kucak dolusu teşekkürler…