Kimimizin gözünden kaçmıştır, kimimiz ise belki de ilk defa duyacaktır. Geçenlerde sessiz sedasız kutlandı, basınımızda da öyle fazla yer almadı. Bosna’da kutlanan Ayvaz Dede şenliklerinden bahsediyorum. Birkaç gündür yazmayı düşünüyordum ama gündemin yoğunluğundan sıra gelmiyordu. Daha önceki yıllarda Haziran ayı sonunda yapılıyordu kutlamalar ama bu yıl Ramazan ayı nedeniyle Mayıs ayının son Pazar gününe alındı.
Nedir bu Ayvaz Dede şenlikleri derseniz, hemen anlatmaya başlayayım..
Bosna’daki Donji Vakuf kentinin Prusac kasabasına, Manisa Akhisarlı bir derviş gelir.. Ayvaz Dede’dir adı.. Geçimini değirmencilik yaparak sağlar ama asıl amacı İslam’ı gönüllere yerleştirmektir. Yöre halkı çok sever Ayvaz Dede’yi.. Gün gelir büyük bir kuraklık kavurmaya başlar ortalığı… Ahali su bulmak için düşer yollara.. Bulurlar bulmasına lakin şehre getiremezler bir türlü. Çünkü önlerine büyük mü büyük bir kaya çıkmıştır. Günlerce uğraşırlar, didinirler ama nafile.. Sonunda Ayvaz Dedenin kapısını çalıp yardım isterler. Ayvaz Dede kırmaz onları, tutar Ajvatovica dağının yolunu.. Kırk gün kırk gece ibadet eder, dualarla yalvarır Rabbine.. Kırkıncı gün bir de bakarlar ki o koskoca kaya ortadan ikiye yarılıvermiş. Ahali bunu görünce dalga dalga İslamiyeti kabul etmeye başlar.. İşte o gün bu gündür kutlanır bu hadise.. Aslında kutlanan sadece suyun gelmesi, kuraklığın bitmesi değildir. Kutlanan Boşnaklar’ın İslamla şereflenmesidir.
On binlerce insan katılıyor kutlamalara.. Önce, Osmanlı kıyafetleri giymiş atlı birlik, ellerinde ay-yıldızlı sancaklarla geçiyor önümüzden.. Onları mehter takımı eşliğinde diğer gruplar takip ediyor. Yaklaşık 8 kilometrelik yokuş bir yoldan ulaşılıyor Ajvatovica dağındaki kutlama alanına..Bu yıl semazenleri, mehter takımı ve diğer ekipleri ile Bursa damgasını vuruyor kutlamalara..
Sonunda program başlıyor. Semazenler ruhları huzurla dolduruyor adeta.. Ardından sahne alan Uludağ Mehter Takımı coşturuyor ortalığı… Çaldığı marşlarla tüyleri diken diken ediyor.. Hele seslendirdikleri Şehidin Vedası (Şehidski Rastanak) adlı ağıt, gözyaşlarına boğuyor seyredenleri.. Ardı arkası gelmez alkışlar ve tezahüratlar eşliğinde sahneden ayrılıp, yerini dualara bırakıyor.. Ardından kılınan namazla şenlik sona eriyor.
Bana belki inanırsınız belki inanmazsınız bilmiyorum.. Ama ben gördüm.. Artık öldü dedikleri Osmanlı orada yaşıyor.. Cismiyle değil belki ama, sancaklarıyla yaşıyor, kıyafetleriyle yaşıyor, ahlakıyla yaşıyor..En önemlisi de dini ile orada yaşıyor..
Yüce dinimiz İslam’ı oralara götürüp sevdirenlerden, şanlı ecdadımızın geleneklerini 5 asırdır yaşatanlardan ve bu uğurda emek verenlerden Allah binlerce kez razı olsun.