Türk Ordusu desteğiyle ÖSO(Özgür Suriye Ordusu) ilerleyişini sürdürüyor. Artık Azez’den Cerablus’a kadar olan bölge DAEŞ’ten temizlendi ve bu örgütle sınırımız kalmadı. İçeride de PKK terör örgütü ile çok etkili bir mücadele sürdürülüyor, başarılı sonuçlar alınıyor. Yıllarca DAEŞ ile mücadele ediyormuş gibi yapan ABD ve yandaşları da bu duruma çok bozuluyorlar tabii ama ellerinden de bir şey gelmiyor.
Son günlerde Türkiye’ye üstü kapalı olarak “Tamam kardeşim, biz de destek verdik(!) sınırını DAEŞ’ten temizledin ama daha fazla ileri gitme, tekerimiz çomak sokma” mealinde uyarılarda bulunuyorlar. Korkuları da nedir biliyor musunuz ? Suriye’de şu ana kadar elde ettikleri kazanımlarını kaybetmek.. Gerçekten de sınırımız artık kontrol altında.. İçeride PKK’nın beli kırıldı. Örgüt, bölgede ne taban bulabiliyor artık ne de dışarıdan destek alabiliyor. Büyük bir açmazın içine girdiler.
ÖSO komutanları şimdi, Cerablusun ardından El Bab’ın alınması için Türk Ordusu’na adeta yalvarıyorlar. Şimdiki hedef Münbiç’ten önce El Bab olmalıdır. Cerablus kadar kolay olmayacaktır, biraz daha fazla zaman alacaktır ama mutlaka alınmalıdır El Bab…Peki neden bu kadar önemlidir bu küçük kasaba ? Çok önemlidir çünkü Halep’in kapısıdır. Yani El Bab’ı alan Halep’i almıştır. Üstelik DAEŞ’in adeta merkez karargahı gibidir.
Hem ÖSO bastırıyor bu küçük kasabayı almak için hem de kendine meşruiyet oluşturma derdine düşmüş PYD… Belki de “ABD tarafından destekleniyor ya bu PYD.. Niçin meşruiyet aramak gibi bir derdi olsun” diyebilirsiniz. Evet ABD tarafından destekleniyor ama şu ana kadar DAEŞ ile sadece savaşıyormuş gibi yaptığı, gerçek manada hiç bir başarı elde edemediği de artık ortaya çıktı. Eğer PYD, El Bab’ı ÖSO’dan önce ele geçirirse diyecek ki ; “İşte bakın ben de DAEŞ’e karşı etkin mücadele ediyorum.” Böylece kendini aklı sıra Türk Ordusu gibi bir güç olarak gösterip meşruiyet kazanacak.
Kıbrıs’ta en durulmayacak yerde durmuş, en ilerlenmeyecek yerde ilerlemiş ve Kıbrıs’ta kaybeden olmuştuk. Şimdi aynı hataları Suriye’de tekrarlamayalım. Şu an duramayız, durmamalıyız. Ordumuz Halep’te de kontrolu sağlamadan ve Halep’in geleceğini garanti altına almadan asla dönmemelidir. Bu hem Suriye hem de ülkemiz için en iyisidir. Bizi bundan caydırmak için terör de dahil her türlü yolu deneyeceklerdir.
Adam taa okyanus ötesinden kalkmış gelmiş, sınırımızda operasyon yapıyor, köpeklerini bize saldırtıyor. Daha düne kadar bizim olan coğrafyada yeni sınırlar çizmeye kalkıyor. Samimiyetle soruyorum. Bu adamlara hala “GO HOME YANKEE !!” deme vakti gelmedi mi ?