Artık gazete okumaya, haber seyretmeye korkar olduk…
Çünkü karşımıza sık sık taciz edilen çocuk haberleri veya kadın cinayeti haberleri çıkar oldu. Kahreden haberler bunlar… Çocuk sahibi okurlarımız çok daha iyi hissedeceklerdir durumun iğrençliğini..
Oğlun olur ; El bebek, gül bebek büyütürsün, bakmaya kıyamazsın, gözünden bile sakınırsın. Sonra, insanlıktan nasibini almamış cani ruhlu biri çıkar taciz eder… O, en değerli parçanız, uğrunda her şeyden vazgeçebileceğiniz ciğerpareniz artık ömür boyu harap olmuş bir ruhla, iğrenç hatıralarla yaşamaya mahkumdur.
Kızın olur; büyütürsün, okutursun, mutlu olsun, yuvasını kursun der evlendirirsin .. Torun hayalleri kurarken, bir gün yüzü gözü mosmor, elinde bavuluyla çalıverir kapını… Şiddet görmüştür, aşağılanmıştır… Son sığınağına, baba ocağına gelmiştir.. Kahrolursunuz.. Neler yaşadığını anlatır anlatmasına da, yüreğinize düşen o dayanılmaz acı engeller duymanızı. Ne yapacağınızı bilemezsiniz…
Ne oluyor bize.. ? Toplum olarak akli dengemiz mi bozuluyor…? Amiyane tabirle söylersek, kafayı mı sıyırıyoruz.? Sebep eğitimsizlik diyenleriniz olabilir. Hayır, hayır.. Eğitimle filan alakası yok bunun.. Zira eğitimli olup, hatta akademik kariyer sahibi olup da şiddet gören veya şiddete maruz kalan azımsanamayacak kadar insan mevcut. Acaba bu olaylar önceden de vardı da haberimiz mi olmuyordu.. Kol kırılıp yen içinde mi kalıyordu.
Durumun vahameti ortada.. Geleceğimiz, ülkemizin geleceği tehlikededir. Aile içinde geçimsizlik varsa, şiddet uygulanıyorsa, çocukların bundan etkilenmemesi mümkün değildir. Bu etkileşim ne yazık ki olumsuz yönde olacaktır. Gelecek nesillerimizn bu tür insanlardan oluştuğunu bir hayal edin. Tek kelimeyle korkunç değil mi? Bir de buna, çocukların şiddet içeren bilgisayar oyunlarına çok rahat ulaşabildiklerini de eklediğinizde hakikaten toplumsal bir travmanın yakın gelecekte mümkün olduğu anlaşılıyor.
Teknolojinin getirdiği olumsuzluklar, manevi değerlerden uzaklaşma, alkol ve uyuşturucuya ulaşmanın kolaylaşması ve bunun gibi bir çok etken içten içe çökertiyor bizi. Devletin, hükümetlerin alacağı tedbirler var elbette.. Bu tedbirler yeterlidir veya değildir ayrı mesele.. Ama öncelikle biz almalıyız tedbirimizi.. Evlatlarımız bizim evlatlarımız çünkü..
Başta söylediğim acıları yaşamak istemiyorsak önce merhamet duygusunu biz aşılamalıyız evlatlarımıza.. Çünkü polisiye tedbirlerle bir yere kadar önlenebilir bu tür olaylar. Eğer içimizde bizi kontrol edecek bir polisimiz, yani merhametimiz yoksa, acıma duygumuz yoksa, poisiye tedbirlerin taciz ve şiddet olaylarını önleyemeyeceği gün gibi açıktır. Önce yüreklere merhamet tohumu ekmekle başlayalım işe.. Gerisi gelir zaten, korkmaya gerek yok..