Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında, bu yılın Mart ayında varılan anlaşma uyarınca, Türk vatandaşlarının Schengen Bölgesi’ne yapacakları seyahatlerde, vizeden muaf tutulmaları kararlaştırılmıştı. Anlaşma, geri kabul anlaşmasıyla birlikte hayata geçirilecekti. Ancak AB terörle mücadele yasasını bahane ederek, tabir yerindeyse yan çizmeye başladı.
Açıkça söylemek gerekirse, çok umutlanmamıza rağmen çoğumuzun içinde, bu işin bir yerden patlak vereceği, AB’nin bir bahane bulup bunu uygulamayacağı endişesi hep var oldu. Gelişmeler, bu endişeyi taşıyanları haklı çıkaracak gibi görünüyor. En son, AB içişleri bakanları Lüksemburg’da bir toplantı yapıyorlar ve neticede vize muafiyetinin planlandığı gibi Temmuz ayında yürürlüğe giremeyeceği kesinleşiyor. Sebep ise Türkiye’nin koşulları yerine getirmemesi.
Gerçi içişleri bakanları resmi bir karar almadı ama bu durum sadece bizi değil, bizim gibi vize muafiyeti bekleyen Gürcistan, Ukrayna ve Kosova’yı da hayal kırıklığına uğrattı.
Bu ülkelere vize muafiyeti verilmemesinin sebeplerine şöyle bir bakınca, insan ister istemez, Schengen Bölgesi’nin pamuk ipliğine bağlı yaşadığını da düşünmeden edemiyor. Neymiş efendim, Gürcistan’dan gelenler Almanya’da suç oranlarını artırıyorlarmış, Ukrayna’da ise siyasi durum müsait değilmiş. Ha unutmadan, bu ülkeler istenen şartları tamamen sağlamış durumdalar ve üstelik kendilerine Türkiye gibi tarih de verilmiş değil.. Ucu açık yani..
Diyeceksiniz ki, bu kadar mı önemli bu vize muafiyeti ?
Doğrusu, bizim için hem avantajları var hem de dezavantajları… Avantajlarını zaten pek çoğunuz tahmin edebiliyordur. Dezavantajlarına gelince, en önemlisini söyleyeyim. Vize muafiyeti hayata geçirilince, AB’nin vize uyguladığı her ülkeye biz de vize uygulamak zorunda kalacağız. Mesela, aramazda derin bağlar kurduğumuz Türki cumhuriyetler gibi… Çin gibi… Bu uygulanacak vize de öyle gümrüklerde alınan, “ver parayı al vizeyi” şeklinde de olmayacak ha, esaslı vize olacak, konsolosluklara gelinip, sıra beklenerek alınan türden yani.. Bu da ticaretimizi ve imajımızı çok derinden etkileyecektir.
Size çok enteresan bir şey daha söyleyeyim. Bu muhteremler bir de neden endişe ediyorlarmış biliyor musunuz ? Eğer vize muafiyeti sağlanırsa, baskı altındaki Kürt vatandaşların iltica başvuruları artabilecekmiş. A muhteremler, siz değil miydiniz bu vatandaşları yere göğe sığdıramayan ? Şimdi ne oldu da endişe kaynağı oluverdiler? Yıllarca ağababalarını ülkelerinizde barındırdınız, şimdi buradakiler sizi niye bu kadar korkutuyor ?
Tabii ki derdiniz ne Kürt vatandaşlarımız, ne insan hakları ne demokrasi.. Derdiniz, Türkiye’ye zarar vermek için kullanacağınız maşa arayışından ibaret. En küçük bir çıkar kaygınız da, yüzünüze taktığınız o “medeniyet” maskesi ne kadar da çabuk düşüveriyor öyle değil mi ?