Sizlerin de dikkatini çekmiştir mutlaka.. Bazen ülkemiz hakkında öyle ağır ithamlar, öyle saçma iddialar gündeme getirilir ki, bu iddia sahiplerini deli veya aptal zannedersiniz. Üstelik bu iddia sahiplerini destekleyen bir kamuoyu da çabucak oluşuverir. Mesela, yurt dışına yaptığım bir seyahatte, Türkiye’de kadınların başı açık olarak sokağa çıkmalarının ve sokakta gülmelerinin yasaklandığı yönünde bilgiler aldım. Hayretle, “yok öyle bir şey, nereden çıkarıyorsunuz” diye itiraz etmeme rağmen bana inanmadılar. Üstelik yılda birkaç kez Türkiye’ye gelen insanlar bunlar..
Bir diğer örnek de son yaşadığımız darbe girişiminden sonra, sokağa çıkan kahraman vatandaşlarımıza “Tayyip taraftarları” yakıştırmasının yapılması. Sözde, Tayyip, diktatörlüğünü(!) korumak için özel fedailerini sokağa sürmüş.. Bunu ima yollu da olsa söyleyenlere halk hemen inanıveriyor. İnsan, “Yahu bunlar Türkiye hakkında hiç haber de mi izlemiyorlar?” diye düşünmeden edemiyor.
Yurt dışında ve Amerika’da basın özgürlüğü varmış gibi bir inanışımız var maalesef. Kesinlikle bizdeki kadar yoktur. Türkiye aleyhinde yoğun bir propaganda var. Öyle bir hava oluşturdular ki, dışarıdan bakınca, “Tayyip diktatörlüğü” altında inim inim inleyen insanlar, sürek avı gibi öldürülen Kürt vatandaşların olduğu bir Türkiye izlenimi var. Buraya gelenler de ne yazık ki gerçeği göreceklerine, kafalarında olanı yani görmek istediklerini görmeye çalışıyorlar.
Yazdıklarım size abartı gelebilir. AB ülkelerine şöyle bir ziyaret gerçekleştirirseniz hiç de abartmadığımı anlarsınız. Büyük bir çoğunluk Cumhurbaşkanımızı sevmiyor. “Neden ?” diye sorduğunuzda aldığınız cevap, ülkemiz ve Cumhurbaşkanımız hakkında, kendilerine empoze edilenler dışında bir bilgileri olmadığını gösteriyor.
İşte propaganda bu kadar güçlü bir araç.. Önce kendi ülkelerinde işlerine yarayacak yalanları “doğru” diye yayıyorlar sonra bizi itham ediyorlar. Ülkemizde yapılan iyi şeyleri haberlerinde bulamazsınız. Ama aleyhimize olacak her konuyu çarpıtarak günlerce yayınlıyorlar. En acı olan da nedir biliyor musunuz ? İçimizde olanlar, yani bizden dediğimiz insanlar da bu propagandaya bilerek veya bilmeyerek katkı sağlıyorlar.
Acilen karşı atağa geçip, doğruları anlatmamız gerekiyor. İş adamlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, meslek örgütleri, odalar vs… Kimin elinden ne geliyorsa ortaya koyması lazım. Doğru yerinden kalkana kadar yalan dünyayı dolaşırmış. Yalanlarla şanlı tarihimize ve halkımıza leke sürülmesine müsaade etmeyelim. Tabii içimizde olup da her fırsatta bizi dışarıya şikayet eden ahlaksızlara da çok dikkat edelim. Cihat mı istiyorsunuz ? Hadi o zaman, ülkemizin imajını düzeltmek için bir cihat başlatalım…