Ben bu yazıyı yazdığım sıralarda, yeni hükümeti oluşturacak kabine açıklanmış ve Ak Parti grup toplantısı yeni bitmişti. Kabinede yer alan isimler şaşırtmadı doğrusu.. Birkaç sürpriz isim dışında hepsi daha önceden az çok tahmin ediliyordu. Tercih edilen isimlerin, hükümetin başarısında ne derece etkili olacağını ilerleyen günlerde hep birlikte göreceğiz.
Yeni hükümetin önünde, mutlaka başarılması gereken önemli işler var. Yapılacak küçük hataların bile etkileri çok büyük olacaktır. İç ve dış politika, ekonomi, yatırımlar, Avrupa Birliği ile olan ilişkiler ve en önemlisi terör… Hepsi yeni hükümeti bekleyen ve başarılı olması gereken işler. Ama bir konu daha var ki diğerlerinden daha önemli..
Hatırlayacaksınız, Ak Partinin en fazla ses getiren seçim vaadi idi. Yeni anayasadan bahsediyorum. Tabii ben yeni anayasa diyorum ama siz Başkanlık Sistemi anlayın. Şu an meclis aritmetiği buna müsaade etmiyor. Bu sebeple partili Cumhurbaşkanı modeli üzerinde duruluyor.
Ne yapılması gerektiğine Başbakan ve yeni hükümet karar verecek elbette.. Ancak, güçlü bir Cumhurbaşkanlığı için, başkanlık sisteminin kanuni alt yapısına uygun bir anayasa veya anayasa değişikliklerinin şart olduğu görünüyor. Bu olduktan sonra gerek terör, gerek ekonomi ve gerekse dış ilişkiler alanında hızlı bir ilerleme sağlanabilir.
İlk Ak Parti grup toplantısında Binali Yıldırım, Genel Başkan sıfatıyla bu konuya değindi. Ne kadar kararlı olduğu açıkça hissediliyor ama ne kadar başarılı olacağını da önümüzdeki günlerde göreceğiz. Çünkü, halkın beklentisi verilen sözlerden ziyade sözlerin tutulmasıdır.
Önceki yazımda “Binali Yıldırım göreve başladığı gün, fiili olarak, Başkanlık Sistemi de başlamış olacak.” Diye yazmıştım. Bugünkü grup toplantısında yanılmadığımı anladım. Gereken sadece hukuki alt yapının oluşturulması.

Birkaç gün önce Sayın Kılıçdaroğlu’na yapılan yumurtalı protesto hayli ses getirdi. Kimi bunu eleştirdi, kimi demokratik bir protesto olarak değerlendirdi. Bizzat sayın Kılıçdaroğlu, bu eylemi yapanı “terörist” olarak tanımladı.
Nereden bakarsanız bakın böyle bir protesto kabul edilebilir değil. Hele halkın belli bir kesiminin oyunu alan bir partinin genel başkanına yapılması hiç hoş değil. Ama bu konularda da tutarlı olmak gerekir. Daha önceleri başkalarına yapılan bu tür protestoları, hatta Adalet Bakanı’na yapılan yumruklu saldırıyı normal karşılayıp “demokratik tepki” olarak değerlendireceksiniz ve en küçük bir rahatsızlık hissetmeyeceksiniz, ama size yapılınca, saldırıyı yapanı “terörist” olarak ilan edeceksiniz.
Siyasetin olmazsa olmazı muhalefettir, eleştiridir. Her kesim eleştirilerini, protestolarını yaparken bunu göz önünde bulundurmalıdır. Başkalarına yapılırken gülüp tepkisiz kaldığınız bir şey, size yapıldığında ağlamayacaksınız.