Türkiye’de beğenilmediği için rotasını yurt dışına çevirmek zorunda kalan model Günce Gözütok, son dönemde imza attığı başarılarla adından söz ettiriyor.
Görünüşü klasik Türk güzellik anlayışına uymuyor: Moda camiamız tarafından fazla zayıf, aşırı uzun, çok esmer bulundu, Türk podyumlarında yıldızlaşamadı. Hırslandı, Amerika’ya gitti, havada kapıldı: New York Magazine’in ‘geleceğin yıldızları’ listesine girdi. Uluslararası dergilerde yer aldı.
”BU KIZA DİKKAT EDİN”
21 yaşında… Türkiye’de yaklaşık bir yıl modellik yaptı. Verdiği ilk röportaj, tam bir sene önce Hürriyet Pazar içindi. Konu: “İstanbul Moda Haftası’nda neden Türk modeller ilgi görmüyor?” Mesleğe yeni başlayan Günce, yedi modelle birlikte, Türk marka ve tasarımcıların ya daha ucuza çalışan yabancı modelleri ya da kanıksanmış isimleri tercih ettiğini, iş bulamadıklarını anlattı: “Benim için çok zayıf, çok esmer, kara kuru diyorlar… Halbuki ölçülerim dünya standartlarında…”
Ve tam bir yıl sonra, meşhur New York Magazine’de Günce için şu sözler yazıldı: “Bu kıza dikkat edin. Günce, New York Moda Haftası’nda en çok parlayacak isimlerden.” Ve ülkemizde beğenilmeyen ama New York modasının ilk görüşte aşk yaşadığı Günce’nin macerası böyle başladı. Biz İstanbul Moda Haftası gibi organizasyonlarda artık yüzlerinin her çizgisini ezberlediğimiz Tülin Şahin ve Özge Ulusoy gibi isimlerle yürürken, Günce, New York’ta uluslararası bir model olma yolunda ilerliyor.
Günce Gözütok, ülkemizde beklediği çıkışı yakalamadı. O da hırslanarak, tası tarağı toplayıp New York’ta modellik yapmaya gitti. “16 gün takılırım, New York Moda Haftası’nda defileleri zorlarım, olmadı döner, para biriktirir, yine gelirim” dedi. Ama tüm bunlara gerek kalmadı, iddialı bir ‘hoş geldin’ ile karşılandı Amerika’da: Önemli dergiler için çekimler yaptı, New York Moda Haftası’nda defilelerde yürüdü. Peki bu nasıl gerçekleşti?
INSTAGRAM KEŞFİ
Hikâyeyi başa saralım: İstanbullu bir ailenin kızı Günce. Annesi ve babası beden eğitmeni olduğu için, sporla oldukça erken, 3 yaşında tanıştı. Şu meşhur ‘uzun boy ve zayıflık’ konusunun sırrı bu. Ailesinin profesyonel sporcu olmasını istediği Günce, uzun yıllar voleybol oynasa da, gönlünde yatan aslanın spor olmadığını fark etti. Ama bu modellik de değildi. Özyeğin Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümü’ne girdi. “Acaba, bölümümü değiştirip hukuk fakültesine mi geçsem” diye düşünürken, sokakta tanıştığı Hollandalı bir turist: “Herkes sana bakıyor, farkında mısın? Bence modelliği denemelisin” deyince heves etti, bu alana da el atmak adına bir-iki girişimi oldu. “Sınavlar çok stresliydi, üstüne düşmedim. Bıraktım işin peşini ama şimdiki ajansım Option İstanbul, beni instagram’dan keşfeti. Çağırdılar, görüştüm, aklıma yattı ve başladım.”
Böylelikle apar topar başladı kariyeri. Ama her şey güllük gülistanlık gelişmedi. “İyi işler de yaptım ama genelde bunalım bir süreçti…” diyor ve ekliyor: “‘Aşırı zayıfsın, aşırı uzunsun, burnunu yaptır’ laflarından bıktım. Ülkemizde güzelliğin tanımı var. O algıda değilseniz, oyun dışısınız. Sadece birkaç kişi aradan sivriliyor. Kast sistemi gibi, kimse kimseyi beğenmiyor. Geri kalanlar da o sivrilenlere yetişmeye çalışmaktan kayboluyor… İstanbul’da bir şey elde edemeyeceğimi gördüm. Pes etmek yerine rotamı değiştirdim…”
Para biriktirip eylül ayında New York’a bir bilet aldı, ajansının önerdiği uluslararası isimlerle görüştü. Ünlü mankenlik ajansı Muse’la çalışmaya başladı. Ve New York Dergisi’nin ‘Moda haftasında parlayan isimler’ listesine girdi. Şöyle diyor Günce: “Her şey hızlı ve güzel gelişti. Sürekli casting’lere gidiyorum, moda haftası döneminde bu günde 10, bazen 12’ye kadar çıktı. Elimde harita, tüm şehri talan ettim. Dört büyük defile ve prezentasyona katıldım. Baktım gördüğüm ilgi güzel, devam ettim.”
ÜÇ DİL BİLİYORUM
Başarılı geçen New York Moda Haftası döneminden sonra, kariyerine yine rüyaların gerçek olduğu şehirde devam ediyor. Tüm bu olanlara inanamamakla şansını kendi yarattığını düşünüyor : “Kontrat gereği ismini veremeyeceğim iki önemli dergi için çekim yapıyorum. Bunların hepsi iki ay içerisinde oldu. Ben de şaşkınım, onlar da… İlk defa bir Türk modelle karşı karşıyalar… Aslında şaşıracak bir şey yok. Şansımı kendim yarattım. Niye derseniz: Bu iş için gerekli özelliklere sahibim. Yalnızca cesaretimle ya da fiziğimle değil, diğer özelliklerle de iddialıyım. Mesela dil bilmek şart. Ben İngilizce ve Rusça biliyorum. Seyahat ediyorum. Tek bir ülkeye tıkılıp kalarak yapılacak iş değil bu. Sadece ülkende ünlü olmak istiyorsan o ayrı… Ben istemiyorum. Türkiye’de bu 90’lardan kalma modellik anlayışı var ve silinmiyor… Belki bu yüzden dünya çapında modellere sahip değiliz.”