Obezite ameliyatlarının yaygınlaşması beraberinde olumsuzlukları da getirdi. Henüz ameliyat gerektirmeyen hastalar, kolay yolu seçiyor. Daha fazla yiyerek, ameliyat için gerekli kiloya ulaşmaya çalışıyor. Avrasya Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hasan Lice, “Hedef kitlemiz Beden Kitle İndeksi (BKİ) 30-35 üstü olanlar, yani morbid (ölümcül) obezler. BKİ 30’un altında olanlara ameliyat gerekmiyor. Diyetisyen eşliğinde yapılacak sıkı diyetle ideal kiloya ulaşılabilir. Aksi halde kilo daha fazla artacak ve bu kiloları vermek zorlaşacak. Ameliyat en son tercih olmalı” dedi.
Ülkemizde obezite bir salgın hastalık gibi gün geçtikçe yayılıyor. Özellikle gençleri ciddi anlamda tehdit ediyor. Özellikle aşırı kilolara sahip olanların son tercihi cerrahi yöntem oluyor. Avrasya Hospital Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hasan Lice, fazla kilolar için yapılan yanlışları ve cerrahi yöntemler arasında en düşük riske sahip olan tüp mide ameliyatına (Sleeve gastrektomi) dair bilgi verdi.
RİSKİ EN AZ CERRAHİ YÖNTEM
Obezite cerrahisinde birden çok yöntemin uygulanabildiğini söyleyen Dr. Lice, “mide bandı (gastrik band), gastric bypass, duodenal switch, ileal interpozisyon ve bizim yaptığımız Sleeve gastrektomi (tüp mide). Sleeve gastrektomi bu yöntemlerin içinde en hafifi ve riski en az olanıdır. Başarısı da yüzde 80’le diğer ameliyatlara yakın durumda. Yaklaşık 15 yıldır uygulanan güvenilirliği kanıtlanmış bir yöntem. Ameliyatta kullanıldığımız teknikler ve cihazlar oldukça emniyetli. Komplikasyon riski yüzde 2’nın altında” dedi.
1 AYDA 15 KİLO
Op. Dr. Lise ameliyat süresinin 60-120 dakika arasında değiştiğine dikkat çekerek, “Operasyonda midenin sadece büyük kısmını çıkarıyoruz. Kullanılan cihazlar çok pahalı ve maliyet yüksek olduğu için ameliyat 20 le 30 bin arasında değişiyor. Ameliyat sonrasında daha kısa sürede hastalar beslemeye başlıyor. Bir ay sıvıyla beslendikten sonra katı gıdaya geçiyoruz. Bu bir aylık sürede hasta yaklaşık 15 kilo veriyor” diye konuştu.
EN FAZLA 5 GÜN YATIYOR
Dr. Lice ameliyat sonrasını ve öncesinde yapılan yanlışları şöyle anlattı: “Hastalar yaklaşık 4-5 gün hastanede kalıyor. İlk 3 gün beslemiyoruz. Damar yoluyla besinini alıyor. Üçüncü günden sonra bir kaçak testi yapıyoruz. Eğer herhangi bir kaçak yoksa o gün çay, meyve suyu ve ayran gibi sıvılar içiriyoruz. Beşinci güne kadar böyle. Ondan sonra taburcu ediyoruz. Akabinde hasta diyetisyenin verdiği programla takip etmeye devam ediyoruz.”
YAN HASTALIKLAR DA YOK OLUYOR
Hastalarımızda ciddi oranda kilo kayıpları var. Gelen hastaların beden kitle indeksi çoğunlukla 40’ın üstünde yani süper obezler. 50 yaş altı bütün erişkin hastalarda bu yöntemi uyguluyoruz. Aralarında 3 ay içinde 150 kilodan 110’a inenler var. Hastalar iki yıl boyunca kilo vermeye devam ediyor. Burada hedefimiz iki yılda fazla kiloların yüzde 80’ini vermek. Yani beden kitle indeksini 25’lere kadar indirmeyi hedefliyoruz. Ameliyattan sonra hormonal bir değişiklik söz oluyor. Midenin üst kısmında yer alan, tundustan salgılanan ghrelin adı denilen ve açlık duygusu uyandıran hormonun salgılanması yüzde 80-90 azalıyor. Bu nedenle hasta az yiyerek müthiş bir doygunluk hissediyor. Ameliyatın en güzel tarafı da bu. Bir kase çorbayla sanki koskoca bir masayı silip süpürmüş gibi oluyorlar. Ameliyat sonrası kilodan dolayı oluşan şeker, tansiyon, eklem ağrıları gibi hastalıklar büyük oranda yok oluyor.”
SAKIN BU YANLIŞA DÜŞMEYİN
“Bu ameliyat morbid yani ölümcül obezlerde uyguluyoruz. Yani beden kitle indeksi 35’in üzerinde olanlar. Tabi burada 30-35 arası kitle indeksine sahip hastaları ameliyat edenler var lakin ben önermiyorum ve doğru da bulmuyorum. Çünkü onlar ciddi diyetisyen eşliğinde o kilolarını verebilecek durumdalar. Bu açıdan gereksiz. Diyetisyene gidip sporunu yapan her insan bu kiloları verebilecek durumda. Bu ameliyat hastalar için bir nevi kolay bir çözüm olarak görülüyor. O nedenle beden kitle indeksi 30’un altında olan hastalar da ameliyat olmak istiyor. Ancak doktoru uygun görmeyince bu defa 30-35’in üzerine çıkması için daha fazla kilo almaya eğilim gösteriyorlar. Yani ‘bol bol yiyip ameliyat için istenen kiloya ulaşacağım’ diyen hastalarımız var. Kolaya kaçmak istiyorlar. Çünkü 2 saatlik ameliyatla hayatının değişeceğini düşünüyorlar. Bu doğru değil. Bizim için olduğu gibi hastalarımız için de cerrahi operasyon en son tercih olmalı. Biz onları ikna edip diyetisyenimize gönderiyoruz.”
GERİ DÖNÜŞÜ YOK
“Sonuçta geri dönüşümsüz bir iş yapıyorsunuz. Mide bir tüp halini alıyor ve eski haline gelmiyor. Sırf fit görünmek için bu doğru bir yaklaşım değil. Amacımız bir insanı fit göstermek değil sağlıklı hale getirmek ve oluşabilecek hastalıkları engellemek. Dolayısıyla beden kitle indeksi 30’un üzerine çıktığı anda bu hastalar için alarm olmalı. Yol yakınken spor, diyet yaparak veya yediklerime dikkat ederek hemen 30’un altına düşürülmeli. Aksi halde kilo daha fazla artacak ve bu kiloları vermek zorlaşacak.”
BU DİYET KİLO VERİYOR
“Genel olarak kalori girdisini azaltmak ve yemeği güne yaymak. Yani yarımşar porsiyondan günde 5-6 öğün yemek yemeli. Sabah kalktığında bir kibrit kutusu kadar peynir, iki zeytin ve yanında bol sebze. Bir dilim de ince ekmek. Beraberinde sabah saat 10’da bir elma. Saat 12’de ızgarada tavuk, yanında bol yeşillik. Yaklaşık 4 saat sonra bir kase çorba. Akşam da öğlene benzer yemekler tercih edilmeli. Gece 10 gibi de çok kalorili olmayan biraz meyve tüketilebilir. Alkol boş ve iyi bir kalori. Ondan uzak durmalı. Uzun yürüyüşler yapmalı. Bunlar yapıldığı takdirde gayet güzel kilo verilebilir.”