Meme sağlığı, kadınların (ve nadiren de olsa erkeklerin) yaşam kalitesini doğrudan etkileyen önemli bir konudur. Sağ memeden ya da herhangi bir memeden gelen kanlı akıntı, endişe verici bir durumdur ve çoğu zaman “kanser mi?” korkusunu da beraberinde getirir. Ancak bu durum her zaman kötü huylu bir hastalık anlamına gelmez.
Bu yazıda, sağ memeden kan gelmesinin olası nedenlerini, örnek vakalarla birlikte açıklayacağız. Ayrıca hangi durumlarda doktora başvurmanız gerektiğini ve tanı sürecinin nasıl işlediğini de paylaşacağız.
Memeden Kanlı Akıntı Ne Anlama Gelir?
Memeden gelen sıvı (akıntı), süt dışında herhangi bir salgının meme ucundan gelmesidir. Bu sıvı berrak, sarı, yeşil, süt gibi beyaz ya da kanlı olabilir. Kanlı akıntı, çoğunlukla tek taraflı (örneğin sadece sağ meme) ve tek bir kanaldan gelir.
Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Akıntı tek memeden mi geliyor, yoksa iki memeden birden mi?
Akıntı kendi kendine mi geliyor, yoksa sıkınca mı oluyor?
Rengi açık pembe, koyu kırmızı ya da kahverengi mi?
Sürekli mi yoksa aralıklı mı?
Sağ Memeden Kan Gelmesinin Başlıca Nedenleri
1. İntraduktal Papillom (Süt Kanalı İçinde Küçük Tümör)
İyi huylu bir oluşumdur ve memedeki süt kanallarının içinde büyür. Genellikle tek memede ve tek kanaldan gelen kanlı ya da pembe akıntıya neden olur.
Örnek: 38 yaşındaki Sevil, sağ memesinde herhangi bir kitle fark etmedi ancak sütyeninde pembe lekeler görmeye başladı. Yapılan tetkiklerde intraduktal papillom saptandı ve cerrahiyle çıkarıldı.
2. Duktal Ektazi (Süt Kanallarının Genişlemesi)
Menopoza yaklaşan kadınlarda sık görülür. Süt kanalları genişler, iltihaplanabilir ve kanlı ya da koyu renkli akıntı yapabilir.
Belirti: Akıntıya bazen yanma veya hassasiyet eşlik eder.
Tedavi: Çoğunlukla ilaçla izlenir, bazı durumlarda cerrahi gerekebilir.
3. Travma (Darbe veya Sıkma)
Göğse alınan bir darbe ya da meme başının sürekli sıkılması, süt kanallarının zedelenmesine ve kanlı akıntıya yol açabilir.
Örnek: Spor salonunda göğsüne ağırlık çarpan Ayça, birkaç gün sonra sağ memesinden kanlı sıvı geldiğini fark etti. Ultrason sonucunda travmaya bağlı hematom saptandı.
4. Enfeksiyon veya Abse
Meme dokusunda gelişen enfeksiyonlar veya apseler, dokuları zedeleyebilir ve irinle birlikte kan da akabilir.
Belirti: Şiddetli ağrı, ateş, kızarıklık ve şişlik.
Tedavi: Antibiyotik tedavisi ya da cerrahi drenaj.
5. Meme Kanseri
Her zaman en olası neden olmasa da, özellikle tek memeden ve kendiliğinden gelen kanlı akıntı, meme kanserinin belirtisi olabilir. En sık görülen türlerden biri olan duktal karsinom in situ (DCIS), bu şekilde kendini belli edebilir.
Örnek: 52 yaşındaki Nuran Hanım, herhangi bir ağrı ya da kitle olmadan sağ memesinden kanlı akıntı geldiğini fark etti. Yapılan mamografi ve biyopsi sonucunda erken evre meme kanseri teşhisi kondu.
Ne Zaman Doktora Başvurulmalı?
Aşağıdaki durumlarda gecikmeden bir genel cerrahi ya da meme cerrahisine başvurmalısınız:
Akıntı kanlı, kahverengi ya da pas rengindeyse
Kendi kendine geliyorsa (sıkmaya gerek kalmadan)
Akıntı tek memeden geliyorsa
Tekrarlayan veya sürekli bir durumsa
Akıntıyla birlikte kitle, şekil bozukluğu, kızarıklık, ağrı ya da meme başında içe çekilme varsa
Tanı Süreci Nasıl İşler?
Doktorunuz öncelikle fizik muayene yapar. Ardından aşağıdaki testler uygulanabilir:
Ultrasonografi: Meme dokusunu ve süt kanallarını gösterir.
Mamografi: Özellikle 40 yaş üstü kadınlarda kullanılır.
Galaktografi: Süt kanalına özel bir boya verilip röntgen çekilir.
MR Görüntüleme: Karmaşık ya da belirsiz durumlarda kullanılır.
Biyopsi: Şüpheli doku örneklenip patolojiye gönderilir.
Tedavi Seçenekleri
İyi huylu lezyonlar (papillom, duktal ektazi) için genellikle cerrahi çıkarım veya takip önerilir.
Enfeksiyonlar için antibiyotik ve gerekirse cerrahi müdahale.
Kötü huylu lezyonlar için erken teşhisle birlikte cerrahi, radyoterapi ya da kemoterapi gibi tedavi planları uygulanır.
Belirtileri Ciddiye Al, Gecikme
Sağ memeden kan gelmesi çoğu zaman ciddi bir belirti olarak kabul edilir. Nedeni her zaman kötü huylu olmayabilir, ancak mutlaka ciddiyetle değerlendirilmelidir. Unutma, erken teşhis hem yaşam kaliteni korur hem de olası ciddi hastalıkların önüne geçer.
