Sükûna ermeniz için size kendinizden zevceler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması onun kudretinin delillerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen topluluklar için ibretler vardır.” (Rum Sûresi 21. âyet-i kerîme)
Allah (c.c) evlilikte maksadın sükûna ermek olduğunu bildiriyor.
Sükûna ermek: ” Rahatlamak, dinlenmek, durulmak, kaynaşmak, huzura kavuşmak” demek.
Rabb’imiz, kadın ve erkeği birbirlerinde dinlenmeleri, durulmaları ve rahatlamaları için çiftler hâlinde yarattığını açıklıyor.
Peki her evlenen sükûna kavuşuyor mu? Hayır. Sükûna kavuşmak için ne gerekli? Rabb’imiz ayetin içinde açıklıyor: “meveddet ve rahmet…” Bu ikisi olursa evlilikte mutluluk mümkün.
Meveddet: Muhabbet anlamına gelen bu kelime aynı zamanda istemek ve sevmek; istenilen ve sevilen şeyin gerçekleşmesini arzu etmek demektir. Kur’an-ı Kerîm’de “meveddet” Allah’ın güzel isimlerinden el-Vedûd (seven ve sevdiren) olarak geçmektedir.
Bu âyette meveddet, karı-koca arasındaki sevgiyi ifâde etmektedir. Meveddeti bazı âlimler sevgi ve cinsî tatmin olarak yorumlamışlardır.
Sevgi evliliğin sermayesi, Rabb’imizin bizlere en büyük ikramıdır, nikâh hediyesidir. Meveddet duygusu sâyesinde iki en yabancı, birbirine en yakın hâle gelir.
Sevgiyi yaşatmak için gerekli olan şey de açıklanmış: “Rahmet.”
Rahmet: İhsan etmek, ikram etmek, bağışlamak, şefkat ve incelik anlamlarına gelir.
Sevgiyi bu güzel davranışlar yaşatır.
Sevmek ibâdet hükmündedir. Sevgi en büyük sermayedir. Allah’ın bu güzel hediyesini beceriksiz tüccar gibi tüketmemek lâzım.
Rahmetin ikram etme anlamı karı-kocanın sevgilerini yaşatmak için birbirlerine ikramlarda bulunmaları gerektiğine dikkat çekiyor.
Rahmetin affedici ve bağışlayıcı anlamı sevgiyi yaşatmak için karı-kocanın birbirlerinin hata ve kusurlarını affetmeleri gerektiğine işaret ediyor. Aşk da sevgi de ancak rahmet ile beslenir, gelişir, yaşar. Rahmet gereği karı-kocanın birbirlerine merhametle, incelikle yumuşak davranması; bencillik, kabalık, katı yüreklilik ve sertlikten uzak durması gerekir.
Eşlerin birbirine merhamet etmesi lâzım. Fakat genellikle kişiler kendine merhamet ediyor. Kadın ve erkek ikisi de bütün gün kendilerinin ne kadar yorulduklarını düşünüp eşlerinden ilgi bekliyorlar. Oysa rahmet gereği ikisi de kendinden çok eşini düşünse, birbirlerine yardımlarla, tatlı sözlerle ikramlarda bulunsalar, birbirlerin yaptıkları işten dolayı takdir etseler sevgileri ve muhabbetleri kat kat artar.
Evlilik yolculuğuna çoğu kez sevgiyle, aşkla
•_ ikiliyor. Fakat evlendikten kısa zaman sonra büyük aşklar bitiyor, sevgiler ı ılkeniyor. Niçin? Çünkü
.rvgi nazlı bir bebek gibidir. Bakmak, beslemek, büyütmek lâzımdır. Fakat çoğu zaman sevgi kendi hâline bırakılıyor. Kadın sevgiyi kocası bakıp beslesin diye bekliyor; rrkek karısının ilgilenip büyütmesini bekliyor. İki taraf d.ı rahmetle değil; bencillikle davranıyorlar ve sevgi bebeği ağlaya ağlaya, çatlaya çatlaya ölüyor pek çok ailede.
Allah (c.c) ın Kur’ân-ı Kerîm’de en çok geçen Rahman ve Rahim isimleri “rahmet” kökünden gelir.
Sevginin bakımı karı-kocanın birbirine ikramı ile olur demiştik. Bu ikram kadın ve erkeğe göre değişir.
Kadının erkeğe öncelikle ikramı ne olacak? Saygı
Erkeğin kadına öncelikle ikramı ne olacak? Sevgi
Kadın erkeğe saygılı olacak, erkek kadından sevgisini, ilgisini esirgemeyecek ve birbirlerine ikramlarda bulunacaklar. Ana formül bu. Sevgi-Saygı- İkram. Bu âyet-i kerîmede ailenin mutluluk formülü verilmiş. Bu formülü destekleyen pek çok da hadîs-i şerîf var.
Allah (c.c] meveddet ve rahmeti kadın ve erkeğe nikâh hediyesi olarak veriyor. Kıymetini bilip korumak lâzım.