Gündem 1 – Son Dakika Gündem Haberleri – Gundem1.com

Türkiye ve Dünyadan Son Dakika Haberleri

Yeryüzü ve Uzay

Bulutsuzlar Nedir?

BULUTSUZLAR NEDİR?
Gökyüzünde her şey yıldız kümelerim içermez.
1694 yılında Huygens, Orion takımyıldızı içinde parlak, saçaklı bir bölgeyi gördü ve tanımladı. Bu bölge parıltılı bir buluta benziyordu. Bu yüzden Latince’deki bulut anlamına gelen sözcükten yararlanılarak nebula adıyla adlandırıldı. (Tt’ırkçemizde bu tür gökcisimlerine bulutsu diyoruz Çeviren). Böyle gökcisimlerinden bazısının bir uçtan öbür uca otuz ışık yılı uzaklıkta toz ve gaz bulutları olduğunu biliyoruz. Eğer tüm güneş sistemimiz güneşten en uzak kuyrukluyıldızına kadar Orion bulutsusu içinde yer almış olsaydı, bulutun dev büyüklüğü içinde kaybolup giderdi. Ve bizim güneşimiz ile ona komşu olan bir düzine kadar yıldız bu bulutsunun içinde rahatça yer alabilirdi. Aslında Orion bulutsusu içinde pek çok yıldız vardır ve bu yıldızların yansımakta olan ışığı ile bulutsu parıldar.
1864 yılında İngiliz gökbilimcisi William Huggins (1824- 1910), Orion bulutsusunun tayfım incelemeyi başardı. Bu tayf, koyu renkli bir zemin üzerinde parlak çizgileri içeriyordu. İnsan bu noktada bulutsunun dev bir kütle olduğunu doğrulayıcı sıcak gazların bulunmasını bekler. (Belki de güneşimiz ve oluşturduğu sistem böyle bir bulutsudan meydana gelmişti.) Gerçekte Orion bulutsusunun şu anda bazı yıldızları oluşturmakta olduğu düşünülmektedir. Gökyüzünde farklı şekillerde bulunan, parıldayan ve bazıları dikkati çekecek kadar güzel olan birtakım bulutsular daha saptanmıştır.
Bir bulutsunun mutlaka parıldayan ışıklı bir gökcismi olması gerekmez. İçinde yıldız bulunmayanlara kara bulutsu adı verilir. Sözgelişi, Herschel yıldızlarla dolu bir gökyüzü kesiminde hiçbir yıldızın parıldamadığı ufak alanlar saptamıştır. Onların orada bulunuşuna şaşmış ve onları sanki ağızları bize doğru açılan yıldızsız gökyüzü kesimlerinin tünelleri olduğunu düşünmüştür. Ancak bu türden öyle çok yıldızsız alan vardır ki, açıklaması yetersiz görülmüştür. Kuşkusuz hepsinin ağzı bize tam dönük olan bu denli çok tünel bulunamazdı.
1900 yılı dolaylarında birbirlerinden bağımsız çalışan gökbilimci E.E. Barnard ile Alman gökbilimcisi Max F.J.C. Wolf (1863-1932) böyle tünellerin arkasındaki yıldızları örten kara bulutsular olduğunu ileri sürdüler. Belli ki yıldızlı gökler evrenin görkemini kapayan bazı toz bulutlan bulunuyordu. Bu gerçek,
yıldızların evrene dağılışına ilişkin yorumlamalarımızda çok önemli bir yer tutmaktadır.