SABİT YILDIZLAR GERÇEKTEN SABİT MİDİRLER?
Bu soruya yanıt, “Eh, kuşkusuz öyledirler!” şeklinde verilebilir. İnsanlar sabit yıldızların gerçekten yerlerinde sabit durduklarından nasıl kuşkulanabilirdi ki? Ne de olsa bizler aynı yıldızların aynı gruplaşmalar içinde, ta Eski Sümerlilerin gördükleri şekilde göründüğünü bilmiyor muyuz? Hiçbir değişiklik bulunmadığına göre sabit yıldızların yerlerinde sabit olmaları gerekmez mi?
Bununla birlikte biz göremiyoruz diye bazı değişikliklerin gerçekleşmediğini söyleyebilir miyiz? Birtakım değişiklikler öyle yavaş olur ki, hiç gerçekleşmiyor gibi görünebilirler. Sözgelişi, bir masa saatinin akrebine yarım dakika süreyle sabit bakışlarla baktığımızı varsayalım. Yalın şekilde, onun hareket etmediği ve yerinde sabit durduğu sonucuna varabiliriz. Gene de, oradan bir saat süreyle ayrılıp daha soma geri dönersek akrebin hareket etmiş olduğunu görürüz. Saat giderken l’i gösterirken odaya döndüğümüzde 2’yi gösteriyor olabilir.
Acaba akrep bakmadığımız anda birdenbire kayıyor mu ya da uzun sürede dikkati çekmeyecek şekilde ağır ağır dönüyor mu? diye sorabiliriz. Bu kez yarım dakika değil de, on beş dakika süreyle akrebi sabırla izlemeye karar verirsek, onun pek ağır ağır hareket etmekte olduğu sonucuna varırız. Bir büyüteçle ona bakarsak, yarım dakika içinde bile pek ağır ağır ilerlediğini görürüz.
Şimdi sabit yıldızların gerçekten sabit durduklarına emin miyiz? Ya da onlar masa saatinin akrebinden bile ağır ağır dönüyorlar da, hareketleri ancak onlara yüzyıl boyunca bakarsak fark ediliyor mu? Böyleyken bile, yalmzca çıplak gözlerimizi kullanırsak gözferimiz yeterli olmayabilir. Oysa, bir teleskop (aynen
saatin akrebine baktığımız büyüteç gibi işlev yaparak) yıldızların yerindeki minik değişmeleri bile saptayabilir.
1718 yılında Halley (kendi adını taşıyan kuyrukluyıldızın yörüngesini saptamak üzere çalışmalar yapan gökbilimci) çeşitli yıldızların yerini teleskobuyla kontrol ederken üçünün; Sirius (akyıldız), Arktürüs ve Prokyon’un yerlerini Eski Yunanlıların bildirdiği zamandan bu yana yanılgıya yer bırakmayacak şekilde değiştirdiklerini saptadı. Elbette ki, Eski Yunanlıların teleskobu bulunmuyordu. Amaz onlar çok dikkatli gözlemleyici idiler ve bu denli dalgın olamazlardı.
Gerçekte bu üç yıldız o günden bir buçuk yüzyıl önce gökbilimci Tycho Brahe’nin saptadığı yerlerinden az da olsa uzaktaydılar. Ve Tycho’nun gözlemleri teleskobun keşfinden önce yapılanların en iyisi idi.
Bu durumda Halley yalmzca şöyle bir sonuca varabilirdi: Üç yıldız yerlerinden hareket etmiş ve komşu yıldızlara göre yer değiştirmişti. Ve şimdi de yer değiştirişlerini sürdürüyorlardı. Bu durum tüm yıldızlar için doğru olabilirdi. Şu halde “sabit yıldızlar” yerlerinde sabit değillerdi: Onların kendine göre özel bir devinimleri vardı.
Bununla birlikte hareket ettiği saptanan bu üç yıldız pek ağır devindikleri halde, diğer yıldızlara göre daha hızlı hareket ediyorlardı. Dahası, bunlar gökteki en parlak yıldızlar arasında sayılıyorlardı. Şu halde onların devinimleri ile parlaklıkları arasında bir bağlantı var mıydı? Eğer öyleyse, gökbilimciler gökyüzünün doğasım yeniden düşünebilirlerdi.