YERYÜZÜ KÜRE ŞEKLİNDEYSE NEDEN KAYIP DÜŞMÜYORUZ?
Çocuklara yeryüzünün şeklinin küre olduğu söylenince onla¬rın çok şaşırdığı görülür. Bu durumda akla şunlar gelebilir: Dün¬yanın öteki taralındaki insanlar (sözgelişi, Avustralya’daki kişi¬ler) başlan yerde ve ayaklan havada yürüyor olmalılar. Neden onlar yeryüzünden kayıp düşmezler? Eğer bir odanın tavanında yürüyorsanız düşersiniz.
Gerçekte bundan daha kötüsü de düşünülebilir: Yerküresi¬nin tam tepesinde yaşadığımızı varsayalım. (Bu böyle olabilir çünkü dünya her yönde aşağı doğru hafifçe eğik-yuvarlak olarak uzanmaktadır.) Bu durumda yalnızca durduğumuz yerde kaldığı¬mız sürece güvenlikli olabiliriz. Herhangi bir yöne doğru hareke¬te geçersek, bir eğikliğe doğru kayacağız demektir. Daha da öte¬lere gidince, eğiklik artacağı için kaymamız hızlanacak, hızlana¬cak ve sonunda çaresiz kalıp yeryüzünden düşeceğiz. Eğer bu söylediklerimiz doğru olsaydı, okyanuslar ve aynı şekilde atmos¬fer çok uzun süreler önce dünyadan akıp boşalmış olurdu. Di¬ğer bir deyişle, görünüşte mantıklı olan şu sonuca varmış olur¬duk: Küre şeklindeki yeryüzünde yaşamak olanaksızdır ve bu ne¬denle yeryüzü bir küre olamaz.
Oysa, yeryüzü bir küredir ve düşünüşümüzde bir hata bulun¬malıdır. Bu hata yukarda kullandığımız aşağı sözcüğünden kay¬naklanır. Eğer ayakta dik duruyor ve aşağı yönünü göstermek is¬tiyorsak, ayaklarımızı işaret ederiz. Böyle yaparken aynı zaman¬da ayaklarımızdan 6.350 kilometre uzaklıktaki yeryüzünün mer¬kezini göstermiş oluruz. Eğer aşağı sözcüğünün her zaman yer¬yüzünün merkezini ifade ettiğini varsayarsak, dünyanın neresin¬de ayakta durursak duralım ayaklarımızın tabanları oraya doğru dönmüş olurlar. Böylece ayakta duran AvustralyalIların tabanla¬rı da yeryüzünün merkezine dönük durumdadır. Ve onlara göre de aşağı yönünün aynen bizimkine benzer şekilde olduğu görü¬lür.
Ağır olan her şey gibi biz de aşağı doğru çekiliyoruz. Bunun anlamı, yeryüzünün merkezine doğru çekilmemiz demektir. Yol¬culuk ederken yeryüzünün yuvarlaklığına ilişkin hiçbir duyumsa¬mamız olmadığı; dünyanın yüzeyi aşağı yukarı yatay olduğu; ayakta durduğumuzda aşağı sözcüğünün hep ayaklarımızın yönü¬nü gösterdiği ve dünya düzmüş gibi görünüp üzerinden hiçbir şe¬yin yuvarlanıp gitmediği için, onun küre biçiminde oluşu uzun süreler düşünülmemiştir. Her şeyin yeryüzünün merkezine doğ¬ru çekildiğini ilk kez açıklayan kişi ünlü filozof Aristo idi. Ve bu çekim olayından sorumlu güce de yerçekimi adı verilmişti.
Herhangi bir biçimde olan büyük miktardaki bir maddeyi düşünelim: Bu maddenin her bir parçası diğer parçalarını çek¬sin ve madde olabildiğince birbirine yakın parçalardan oluşsun. Madde böylece sıkıştırılıp artık sıkışamaz duruma gelince küre şeklini alır. Başka hiçbir şekildeki maddenin parçaları küreninki- ler kadar birbirine yaklaşmış değildir. İşte bu nedenle her şeyi merkezine doğru çeken yeryüzü de bir küredir.